Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Çukurova Üniversitesi Kongre Merkezi'nde düzenlenen "İl Eğitim Yöneticileri Toplantı"sına katıldı.
Bakan Tekin burada yaptığı konuşmada, yürütülen çalışmaların yerel paydaşların ve meslektaşların dikkate alınarak gerçekleştirildiğini söyledi.
Gittikleri her yerde idareci ve öğretmenlerle sohbet ettiklerini belirten Tekin, aldıkları notlara göre yapılması gereken düzenlemeleri planladıklarını anlattı.
Bakan Tekin, kente kapsamlı bir çalışma ekibiyle geldiklerini, Adana özelinde acilen yapılması gerekenlerle ilgili adımları atacaklarını ifade etti.
Yerel yönetimlerle işbirliği konusuna değinen Tekin, şöyle konuştu:
"Türkiye'de yerel yönetimlerle en yoğun mesaisi olan bakanlık, kesinlikle Millî Eğitim Bakanlığı. Biz, yerel yöneticiler ve yönetimlerle çok yakın çalışmamız, birlikte aynı masanın etrafında oturup çözüm üretmemiz gereken bir kurumuz. Uzun yıllar bütçesi, kaynağı aktarıldığı hâlde imar ve uygun arazi bulamadığımız için yatırım programına geçiremediğimiz, yatırım hâline dönüştüremediğimiz okullar var."
"Belediyelerimizi, belediye seçimlerini önemsiyoruz"
Bakan Tekin, eğitim yatırımlarının gerçekleşmesinde belediyelerin önemli olduğunu vurgulayarak "Belediyelerimizi, belediye seçimlerini önemsiyoruz. Açık ve net olarak şunu söyleyeyim: Eğitim öğretimle ilgili süreçleri merkezlerine alan, çalışma alanlarının odağına yerleştiren yerel yöneticilerin seçilmesini temenni, arzu ediyoruz çünkü bu süreç, tek başına Millî Eğitim Bakanlığının altından kalkabileceği bir süreç değil." değerlendirmesinde bulundu.
Bakanlık olarak adım atarken önemsedikleri prensiplerden birinin, eğitim öğretimin niteliğini artırmak olduğunu vurgulayan Bakan Tekin, "İkincisi, birlikte çalıştığımız öğretmen arkadaşlarımızın toplumsal saygınlığını artırmak. Üçüncüsü, eğitim öğretim kurumlarımızın, okullarımızın itibarını ve etkinliğini artırmak." diye konuştu.
Millî Eğitim Bakanı Tekin, çocukların pedagojik gelişimlerine zarar veren sosyal medya uygulamalarıyla ilgili tedbirler almayı planladıklarını da ifade etti.
Bakanlıkla ilgili son günlerde medyada çıkan haberlere değinen Tekin, şöyle konuştu:
"Okullarda öğrencilerimizin eğitim öğretim sürecinde bizim en büyük paydaşlarımızdan biri de ebeveynler. Ebeveynlerin eğitim öğretim sürecinin içinde olmasını arzu ediyoruz ama ebeveynlerimizin okul içlerine girip okul koridorlarında, sınıf kapılarında, öğretmenlerimizle diyalog kurmalarının pedagojik açıdan doğru olmadığını düşünüyoruz. Dünyada da uygulamalar bu yönde. Bu sebeple velilerimizin okula gelirken randevu takvimi içinde gelmelerini arzu etmiştik. Geçtiğimiz hafta içinde de bununla ilgili Elektronik Randevu Sistemi'ni oluşturduk. Medyada çok konuşuldu."
Tekin, ana dil eğitimi konusunda ise şu ifadeleri kullandı:
"Bizim yaz aylarında önemsediğimiz ve bu alanda tedbir aldığımız diğer konulardan biri; ana dil eğitimi, çocuklarımızın ana dil becerilerinin geliştirilmesi. Bu anlamda da çocuklarımızın ana dil becerilerinin geliştirilmesi için iki kritik kararı almıştık. Birisi ana dilde yani Türkçede ders geçme notunu 70'e yükseltmiştik. Bir de Kürtçe ve Türk Dili Edebiyatı derslerinde -aynı şekilde yabancı dil dersleri için de geçerli- çocuklarımızın başarı durumlarını ölçerken test sınavlarından ziyade dört temel becerinin, yani 'konuşma, okuma, yazma ve dinleme' becerilerinin ölçülebileceği bir mekanizma geliştirmiştik. Öğretmen arkadaşlarımız özellikle bu kurumlarda altyapımızın, bir anda sistemin tüm girişleri kaldıramadığından şikayetçiydiler. Bu konuyla ilgili sürekli biz yenilikler içindeyiz. Geçtiğimiz hafta içinde medyada yer alan bizimle ilgili haberlerden biri de buydu. Türkçe okuma becerilerini geliştirmek üzere Bakanlığımız yapay zekâ uygulamaları, yazılımları üzerine çalışıyorlar. Yakında paylaşılmış olacak."
"Çocuklarımızın karnelerinde, 'sosyal etkinlik' başlığı olacak"
Türkçe Söz Varlığı Projesi kapsamında atılan adımlar hakkında da konuşan Bakan Tekin, şunları kaydetti:
"Söz Varlığı projemizle ilgili geçtiğimiz hafta içinde yine ortaöğretim kurumlarımızda attığımız adımlar gündeme geldi. Biz eğitim öğretim sürecinin çocuklarımızın sadece kitabi bilgiler edindiği bir süreç olarak görmüyoruz. Başından beri bunu defaten söyledim. 'Eğitim öğretim süreci sadece kitabi bilgiler değil. Kitabi bilgiler dışında çocuğumuzun, gencimizin içinde yaşadığı toplumun temel referans değerlerini bile öğrenen, bu ülkenin temel değerlerine sahip çıkan bireyler olarak yetişmesini arzu ediyoruz.' demiştik. Bu kapsamda da hem yaz aylarındaki genelgemizde hem de sonrasında konuştuğumuz her ortamda şunu söyledik: 'Çocuklarımızın bu anlamda sosyal sorumluluk projeleri, sosyal etkinlikler içinde bulunmalarını arzu ediyoruz.' Geçtiğimiz hafta kamuoyuyla paylaştığımız konulardan bir tanesi de buydu. Artık çocuklarımızın karnelerinde, değerlendirme mekanizmaları içinde 'sosyal etkinlik' başlığı altında bir başlık daha olacak."